Doğum Nasıl Bir Süreçtir?
Doğum, sıklıkla kasılmalar ile başlar. Kasılmalar sıklaşınca rahim ağzı yavaş yavaş açılır. Sonra bebeğin doğumu, arkasından da plasentanın doğumu gerçekleşir. Bu süre 2-12 saat sürebilir. İşte hem bu süre boyunca hem de doğumdan sonra emzirme döneminde gebenin bazı ihtiyaçları olur. İhtiyaçlar kişiye göre ve doğumun ilerlemesine göre değişebilir.
Doğumun başlarında enerjik, konuşmak isteyen, yemek yiyen ve su içmek isteyen kadın doğumun sonlarına doğru konuşulmasından, sorular sorulmasından, gürültüden hatta yanındaki insanların gözlerdeki en ufak kaygılı bir bakıştan bile çok olumsuz etkilenebilir. Gebe bazen ‘’yapamıyorum, doğuramıyorum, ölüyorum’’ gibi farkında olmadığı cümleler bile söyleyebilir. Duşa girmek isteyebilir. Tuvalet ihtiyacı olabilir.
Eskiden doğumların evde olduğu dönemlerde bu ihtiyaçların karşılanması daha kolaydı. Doğumların hastanelere taşınması hem anne hem de bebek açısından daha güvenli hale geldi. Ancak diğer yandan doğum fizyolojik bir eylemden bazı kuralları olan tıbbi bir prosedüre dönüştü.
Özetle doğumda gebenin tıbbi, fiziksel, psikolojik ve mental ihtiyaçları vardır. Çalışmalara göre bu ihtiyaçların doğru ve yeterli karşılandığı gebelerde, doğum daha kolay ve hızlı ilerler. Müdahale, epidural anestezi ve sezaryen gereksinimi azalır.
Doğum Sürecinde Annenin İhtiyaçları Nasıl Karşılanmalıdır?
Doğumda bu ihtiyaçların nasıl ve kim tarafından karşılanacağı konusu planlanmalıdır. Hastane doğumlarına katılacak kişilerin hastane prosedürleri konusunda bilgilenmiş olması gerekir. Bu nedenle günümüzde gebeler doğumlarına sıklıkla doğuma hazırlık eğitimi alan eşlerini ve önden detayları konuştukları, doğum planlarını beraber yaptıkları insanları isterler. Anne ve diğer akrabaların doğum gerçekleşmeden hastaneye gelme alışkanlığı giderek azalmaktadır.
İste bu noktada tıbbi desteği ebe ve doktor verir. Geriye kalan fiziksel, psikolojik ve mental ihtiyaçların karşılanması doğum destekçileri tarafından verilir. Doğum destekçisi eş, ebe, doula, anne veya bir yakını olabilir.
Profesyonel doğum destekçisine doula denir. Doula, özel eğitimlidir. Kadının ihtiyaçlarını bilir. Beden dilinden anlar. Gerektiğinde onu cesaretlendirir. Bir-iki değil yüzlerce-binlerce doğuma girmiştir. Hastane prosedürleri ve ekip olma konusunda deneyimlidir. Bir gebeye bir destekçi olacak şekilde birebir destek verir. Doulalık hizmetini veren kişi ebe, hemşire, fizyoterapist gibi sağlıkçı olabilir. Doğum konusunda eğitim almış sağlıkçı olmayan deneyimli doulalar da vardır. Hatta biz doktorlar da bazen kısa süreli doulalık yaparız.
Doğumların hastanede olmasının birincil nedeni doğumu daha güvenli hale getirilmesi ve acil durumlarda müdahale edilebilmesidir. Bu nedenle bir doğumun olmazsa olmazı doktor ve ebedir. Hastanelerin ve hekimlerin farklı ekipleri olabilir. Önemli olan gebenin tıbbi, fiziksel, psikolojik ve mental ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanmasıdır. Böylece doğumlardaki gereksiz müdahaleler, epidural anestezi ve sezaryen oranı düşer. Gebe eve daha sağlıklı ve mutlu olarak döner. Böylece doğum sonrası dönem de daha kolay ilerler.
