Ali Çetinkaya Blv. No:52 D:25-26 Alsancak, İzmir
info@drvolkandede.com.tr
Ali Çetinkaya Blv. No:52 D:25-26 Alsancak, İzmir

Tüp Bebek Tedavisi ve Aşamaları

Tüp Bebek Tedavisi ve Aşamaları

Tüp Bebek Nedir?

En basit anlatımla tüp bebek kadından alınan yumurtanın (oosit), erkekten alınan sperm ile vücut dışında yani laboratuvar ortamında birleştirilerek embriyo oluşumunun sağlanması ve ardından gelişen embriyonun kadın rahmine yerleştirilmesi işlemidir. Tüp bebek bir yardımla üreme tekniğidir. Bu işlem tecrübeli bir ekip ve uygun laboratuvar ortamında yapıldığı zaman başarı şansı artmaktadır.

Tüp bebek, normal gebelik şansı olmayan ya da çok az olan çiftlerde gebelik şansını arttıran bir tedavi yöntemidir. Dünyada ilk tüp bebek 1978 yılında İngiltere'de dünyaya gelmiştir. Türkiye'de ise ilk olarak 1989 yılında Ege Üniversitesinde ilk tüp bebek doğumu gerçekleşmiştir. Günümüzde çok sayıda çift bu yöntem ile çocuk sahibi olmaktadır.

Yardımla Üreme Teknikleri Nelerdir?

Yardımla üreme teknikleri yumurtalıklardan (over) yumurtalık (oosit) toplanması ve gebelik sağlanması amacıyla kullanılan tüm tedavi yöntemlerini içerir.

İn Vitro Fertilizasyon (IVF): Yumurtalıklardan alınan yumurtaların erkekten alınan sperm ile laboratuvar ortamında döllenmesi ve oluşan embriyoların 3-5 gün sonra anne rahmine yerleştirilmesi olarak özetlenebilir.

Gamet İntrafallopian Transfer (GIFT): Yumurtalıklardan alınan yumurta ve erkekten alınan sperm kadının fallop tüpü içerisine yerleştirilir ve burada döllenmenin olması beklenir. Günümüzde bu yöntem pek tercih edilmemektedir.

Zigot İntrafallopian Transfer (ZIFT): Yumurtalıklardan alınan yumurtaların erkekten alınan sperm ile laboratuvar ortamında birleştirilerek ertesi gün fallop tüpü içine yerleştirilmesidir. Günümüzde bu yöntem de pek tercih edilmemektedir.

İntrasitoplazmik Sperm Enjeksiyonu (ICSI): Bu yöntemde yumurtalıklardan alınan yumurtanın (oosit) içerisine özel iğne ile sperm bırakılarak döllenme sağlanır. Bu yöntem, özellikle sperm sayısında ve kalitesinde ciddi problem olan hastalarda tercih edilmektedir.

İn Vitro Maturasyon (IVM): Normal siklus veya ilaç kullanılarak uyarılan yumurtlama sikluslarında, yumurtalıklarda henüz yeterince olgunlaşmamış olan yumurta hücrelerinin laboratuvar ortamında olgunlaştırılması ve embriyo elde etmek üzere kullanılması esasına dayanır. Gebelik ve fertilizasyon oranları yumurtalık içerisinde olgunlaşan (klasik tüp bebek prosedüründe olduğu gibi) yumurta hücreleri ile elde edilen başarıya göre düşüktür.

Kimlere Tüp Bebek Uygulanır?

  • Her iki tüpü tıkalı olan kişiler: Bu durumda sperm hücresinin yumurta hücresine ulaşıp onu dölleme şansı olmadığından tüp bebek tedavisi kullanılır.
  • Sperm sayı, hareket veya normal sperm oranındaki (morfoloji) düşüklük: Sayı, hareket veya normal sperm oranındaki düşüklük problemleri hem ayrı ayrı hem de birlikte görülebilir. Hastanın sperm sayısı ve hareketi normal fakat normal görünümdeki sperm oranı sınırın altında ise hastaya tüp bebek tedavisi gerekmektedir.
  • Rahim içi aşılama ile sonuç alınamayan hastalar: Eğer rahim içi aşılama yöntemi üç ile dört denemeden sonra başarılı bir sonuç vermezse hasta IVF uygulamasını tercih edebilir.
  • Sebebi açıklanamayan kısırlık vakaları: Kısırlık vakalarının %20’lik bir oranı, bütün araştırmalara rağmen açıklanamayabilir. Bu gibi durumlarda, özellikle 36 yaş ve üzerindeki kadınlarda IVF tedavisi düşünülmektedir.
  • Şiddetli endometriozis vakaları: Kadınların düzenli adet olmasını sağlayan, endometrium adı verilen rahim içindeki zar dokusunun rahim içi dışına, yumurtalıklara, karın içi zarına veya tüplere yerleşmesi durumuna endometriozis denir. Rahim dışı bölgelerde adet dönemlerinde oluşabilecek kanamalar sonucu tüplerde, karın zarında yapışıklıklar ve yumurtalıklarda kist oluşumu görülebilir. İlerlemiş endometriozis vakalarında IVF tedavisi gerekebildiği gibi, özellikle 35 yaşını geçmiş, çocuk sahibi olamayan endometriozis vakasından muzdarip hastalarımız için IVF tedavisi ilk seçenek olabilmektedir.

Tüp Bebek Aşamaları

IVF süreci, birkaç aşamadan oluşan 2-3 haftalık bir süreyi kapsar. Bu aşamalar;

  1. Tüp bebek aşamaları, risk ve yararları ve gebelik başarı beklentilerinin aileyle paylaşılması sonrası, kullanılacak ilaçlar ve nasıl kullanılacağı anlatılır. Hasta ön değerlendirme sonrası ön siklusa alınır.
  2. Optimal sayıda yumurta elde edilmesi için hastaya en uygun tedavi protokolüyle yumurtalıklar uyarılmaya başlanır. İlaçlara yanıt ultrasonografi ve kan testleri ile takip edilir.
  3. Yeterli büyüklüğe ulaşan foliküller, içlerinden yumurta elde edilmek üzere OPU denilen işlemle toplanır. Aynı gün eşten sperm örneği alınır ve en uygun spermler seçilir.
  4. Elde edilen yumurtalar ve spermler birleştirilerek oluşan embriyoların gelişimi transfere kadar laboratuvar ortamında takip edilir.
  5. Yumurta toplamadan sonraki 3 veya 5.günde 1 veya 2 embriyo transfer edilir.

Bazı çiftler ilk denemede gebe kalırken, maalesef bazı çiftler çok kez yapılan tüp bebek işlemlerine rağmen gebe kalmayabilir. Her çiftin gebelik başarısı, infertilite sebebi, uygulanan tedavi, yumurta ve sperm kalitesi, transfer edilen embriyoların rahime tutunabilmesi süreci ve tüp bebek hekimi ve laboratuvarın kalitesine bağlı olarak değişir.

Aşamalar:

  1. Ön Siklus:

Gebe kalamama (infertilite) nedeniyle başvuran bir çift, öncelikle tıbbi geçmişleriyle değerlendirilir. İnfertilite nedenine yönelik detaylı incelemeler yapılır ve tedavi planı çıkartılır.

Hastanın tedaviye başlamaya karar verdiği andan itibaren sıradaki ilk adet gününde doğum kontrol hapı kullanımına başlanır. Doğum kontrol hapının kullanım amacı, hastanın adetini düzenlemek ve tedaviye başlayacağı bir sonraki adet dönemine kadar herhangi bir yumurtalık kistinin oluşma şansını ortadan kaldırmaktır. Hastanın adetinin 21. gününde tedavisine gonadotropin-releasing hormon (GnRH) analoğu eklenir. Yüksek etkili bir anti-hormon olan GnRH, burun spreyi ya da günlük enjeksiyon olarak verilmektedir. Analog beyinde hipofiz adı verilen ve stimulan hormon (FSH) ile luteinizan hormon (LH) adlı iki önemli hormonun salgılanmasını kontrol eden bezin faaliyetlerini baskılar. Bu hormonlar normal bir döngüde, overin her ay bir folikül üretimini uyarırlar. Verilen analog hipofiz ile over arasındaki bağlantıyı geçici olarak durdurmaktadır. Bu uygulamaya yumurta toplama işlemine kadar devam edilir. Doğum kontrol hapı 21 gün kullanılır ve bitiminden 10 gün sonra yeni adet dönemi başlamaktadır.

Günümüzde bu şekilde uygulanan ön siklus aşamasına sadece özel durumlarda başvurulmaktadır.

  1. Yumurtalıkların Uyarılması:

Tüp bebek tedavisinin ilk aşaması yeterli sayıda kaliteli yumurta hücresi elde edebilmektir. Yumurta gelişimini sağlamak amacıyla çeşitli hormon preparatları kullanılmaktadır. Tüp bebek ve benzeri yardımcı üreme tekniklerinde bu ilaçların kullanılmasının nedeni daha çok yumurta ve embriyo elde ederek gebelik şansını arttırmaktır. Kontrollü Ovarian Hiperstimülasyon değişik ajanlarla ve değişik protokollerle uygulanabilir.

Bütün protokollerde âdet kanamasının ikinci veya üçüncü gününde bazal ultrason incelemesi ile yumurtalıklar değerlendirilir ve kanda östrojen tayini yapılır. Her hasta için, kadın yaşı, yumurtalıkların rezervi, kan hormon değerlerine göre kişiye en uygun tüp bebek tedavi protokolü belirlenir ve kullanılacak ilaç dozuna karar verilir. Yumurtalıkları uyarma tedavisi başladıktan sonra hasta belirli aralıklarla kontrole çağırılır. Bu kontrollerde vajinal ultrasonografi yapılarak gelişen foliküllerin sayısı ve büyüklüğü kontrol edilir. Tüp bebek tedavisinde amaç mümkün olduğunca fazla sayıda 16-20 mm çaplı folikül elde etmektir. Kontroller esnasında kan östrojen düzeyleri kontrol edilerek ilaç dozu ayarlaması yapılabilir. Hedef 14 mm'den büyük folikül başına 200 pg/ml östrojen düzeyine ulaşmaktır. Foliküller yeterli büyüklüğe ulaştığında yumurtanın son olgunlaşmasını sağlamak için 5.000-10.000 ünite Human Chorionic Gonadotropin (hCG) (çatlatma iğnesi) enjeksiyonu yapılır. Tüp bebek tedavisinin süresi kişiye göre değişmekle birlikte yaklaşık 12–16 gündür. Çatlatma iğnesinden 32-36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır.

  1. Yumurta Toplama İşlemi (Oocyte pick-up, OPU)

Tüp bebek tedavisinde yumurta toplama işlemi transvajinal ultrasonografi probuna adapte edilmiş bir iğne vasıtasıyla yumurta içeren ve folikül adı verilen içi sıvı dolu yapıların boşatılması işlemidir. Tüplere toplanan folikül sıvısı içinde yumurta olup olmadığı embriyolog tarafından bildirilir. Yumurta gelmediği takdirde özel sıvı verilerek folikül boşluğu yıkanır ve içinde kalmış olabilecek yumurta alınmaya çalışılır (Flushing) (Folikül Yıkama). Bu şekilde tüm foliküller aspire edilinceye kadar işleme devam edilir. 10 mm üzerindeki tüm foliküller boşaltıldıktan sonra yumurta toplama işlemine son verilir. Bu işlemin toplam süresi genellikle 30 dakikayı geçmemektedir. Yumurtalar toplandıktan sonra laboratuvarda incelenerek yumurta sayısı ve olgun olup olmadıkları değerlendirilir. Olgun olan yumurtalara dölleme işlemi uygulanır.

Yumurta toplama işleminin ardından hasta 1-2 saat dinlendikten sonra evine gidebilir.

  1. Döllenme Aşaması (IVF/ICSI)

OPU sırasında elde edilen yumurtalar laboratuvarda özel bir mikroskop ile değerlendirilmektedir. Olgun olmayan (immatür) veya dejenere yumurtalar ayıklandıktan sonra olgun yumurtalar (MII oosit) kültür sıvısının içine konarak inkübatörde 37 derecelik ısıda, %5-6 karbondioksit oranı sabit tutularak yaklaşık 4 saat süreyle bekletilmektedir. Yumurta toplama işleminin yapıldığı gün eşten sperm örneği alınır. Menisinde canlı sperm bulunamayan erkeklerde cerrahi olarak sperm aranır. Elde edilen meni özel bir kap içine alınır ve likefiye olması (sıvılaşması) beklenir. Likefiye olan meni, sperm sayısı, hareketliliği ve şekli yönünden incelenir. Semen, yıkama işlemlerinden geçirilerek hazırlanır. Yumurta kültürü ve sperm hazırlama işlemleri tamamlandıktan sonra döllenme (fertilizasyon) işlemine geçilir.

Klasik tüp bebek (IVF) yönteminde spermler toplanan yumurtaların yanına bırakılır ve kendiliğinden yumurtayı döllemeleri beklenir. Sperm sayısı 5 milyon/ml altında olanlarda, azospermik hastalarda, daha önce denenmiş konvansiyonel IVF yöntemiyle başarısız olan çiftlerde, Pre-implantasyon genetik tanı (PGD) yapılacaklarda gebelik şansını arttırmak için Mikroenjeksiyon (ICSI) (Intra-Cytoplasmic Sperm Injection) yöntemi tercih edilmelidir. ICSI işleminden önce yumurtaların çevresindeki hücreler (kumulus hücreleri) temizlenir daha sonra her bir yumurtanın içine önceden belirlenen tek bir sperm hücresi mikromanupilatör adı verilen özel bir alet yardımıyla enjekte edilir.

Fertilizasyon işleminden 16-18 saat sonra döllenme olup olmadığı kontrol edilir. Döllenmiş yumurtalar tekrar kültür ortamına konur ve gelişmesi beklenir. Transfer aşamasına getirilen embriyolardan kaliteli olanlar, belirli bir sayıda, kadının rahmi içine transfer edilir.

  1. Embriyo Transferi

Tüp bebek tedavisinde embriyo transfer işlemi, kateterin daha rahat yerleştirilebilmesi ve embriyoların rahim içersinde nereye konulduğunun tam olarak izlenebilmesi için dolu mesane ile ultrasonografi kontrolü altında yapılır. İşlem ağrısızdır ve anestezi gerektirmez. Jinekolojik masada vajene spekulum yerleştirildikten sonra vajen ve rahim ağzı steril serum veya özel sıvılar ile temizlenir. İnce bir kateter yardımı ile embriyolar endometriumun en uygun bölgesine bırakıldıktan sonra kateter yavaş bir şekilde geri çekilir. Transfer işlemi tamamlandıktan sonra embriyoların hepsinin verildiğinden emin olmak için embriyolog tarafından kateter kontrol edilir. Transfer edilecek embriyo sayısı genellikle 2-4 arasında değişmektedir.

Embriyo sayısı belirlerken kadının yaşı, embriyoların kalitesi ve daha önceki başarısız tüp bebek denemeleri göz önünde tutulmaktadır. İkiden fazla sayıda embriyo transfer edildiğinde çoğul gebelik oranları artmaktadır. En iyi kalitedeki embriyolar transfer edildikten sonra eğer artan embriyo varsa bunlar dondurularak saklanabilir. Embriyo transferinden 1-2 saat sonra hasta evine gidebilir.

  1. Gebelik Testi

Embriyo transferi sonrası 12. günde kanda yapılan gebelik testi (beta-hCG) sonucunda gebelik olup olmadığı anlaşılır. Testi pozitif olanlar gerekli olduğu durumlarda 14. gün tekrar ikinci bir gebelik testi için çağırılır. Sağlıklı rahim içi bir gebelikte iki gün sonra kan beta-hCG değeri yaklaşık iki kat artmaktadır. Bu şekilde artış göstermeyen değerlerde, ektopik gebelik (dış gebelik) veya iyi gelişmeyen bir rahim içi gebelik düşünülür. Bazen bir süre sonra kan beta-hCG değeri sıfıra düşer. Bu duruma biyokimyasal gebelik denir.

12 ve 14. günlerdeki beta-hCG değerlerinde düzenli artış görüldükten sonra gelişim klinik gebelik olarak değerlendirilir ve 2 hafta sonra anne adayı ilk gebelik ultrasonu için çağırılır. Bu ilk ultrasonda rahim içerisinde gebeliğe ait bir kese olup olmadığı araştırılır. Gebeliğin tek ya da çoğul olup olmadığı bu ilk ultrasonda görülen kese sayısı ile belirlenebilir.