Ali Çetinkaya Blv. No:52 D:25-26 Alsancak, İzmir
info@drvolkandede.com.tr
Ali Çetinkaya Blv. No:52 D:25-26 Alsancak, İzmir

Kısırlık (İnfertilite)

Kısırlık (İnfertilite)

Kısırlık (İnfertilite) Nedir?

Kısırlık (infertilite), en az bir yıl süreyle korunma yöntemi kullanmaksızın düzenli ilişkide bulunan çiftlerde gebeliğin oluşmamasıdır. Ülkemizde çiftlerin yaklaşık %20-25’i kısırlık problemi yaşamaktadır. Kısırlık problemi özellikle kadın yaşının artması ile artmaktadır.

35 yaş üzerindeki kadınlarda, daha önce yumurtalık ile ilgili bir ameliyat olanlarda, yumurtalıkları tutan ve üreme kaybına neden olabilen hastalıkların varlığında bekleme süresi 1 yıl değil 6 aydır.

Sağlıklı çiftlerde bir aylık, yani bir adet dönemi boyunca gebelik elde edilebilme ihtimaline Fekundabilite denir ve oranı %20 civarındadır. Bu noktadan yola çıkarsak, bir çiftin 3 aylık bir dönemde gebeliğe ulaşma şansı ortalama olarak %57, 6 aylık sürede %72, 1 yıl sonunda %85 ve 2 yıl sonunda %93’tür.  Buradaki oranlardan da anlaşılacağı gibi gebe kalmak çok kolay bir süreç değildir. Kısırlık tanımındaki beklenilmesi önerilen 1 yıllık süreç, buradaki gebelik elde edilebilme oranlarına göre tanımlanmıştır. Ancak beklenilmesi önerilen 1 yıllık süreç yaşa göre değişkenlik gösterebilir.

Ülkemizde çiftlerin yaklaşık % 20-25 ‘i kısırlık problemi yaşamaktadır. Kısırlık problemi özellikle kadın yaşı ile artmaktadır. Kadın yaşı 35 yaş üzerinde ise kısırlık oranlarında ani bir artış görülmektedir. Erkek yaşı daha az etkili olup, özellikle 50 yaş üzerinde kısırlık oranları artmaktadır.

Eğer çift daha önce hiç gebelik ve çocuk elde edememiş ise bu duruma Primer İnfertilite, daha önce gebelik elde edilmiş ama son bir yılda gebelik oluşmamışsa Sekonder İnfertilite denir. Bu tanımlar tedavi sürecini etkilediği için önemlidir.

İnfertil çiftler incelendiğinde çiftlerin %10-15’inde hiçbir sorun bulunamamaktadır. Bu gruba açıklanamayan infertilite denir.

Çiftlerin geriye kalan %85-90’ında ise bir veya daha fazla sebep bulunur. Bu çiftlerin üçte birinde sadece kadında, üçte birinde sadece erkekte ve üçte birinde ise hem erkekte hem de kadında bir kısırlık nedeni vardır. Buradaki oranlardan da anlaşılacağı üzere hem kadında hem de erkekte aynı anda problem olabilir. Bu nedenle infertilite durumunda çiftler mutlaka beraber değerlendirilmelidir.

Dünya üzerinde son 20 yıldır infertil çift sayılarında ciddi artış vardır. Bu artış hem kadın kısırlığındaki hem de erkek kısırlığındaki artışa bağlıdır. Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre 100 yıl önce sperm sayısı mililitrede 100-120 milyonken, bu sayı günümüzde 15 milyona düşmüştür. Çevre kirliliği, sanayide kullanılan ağır metallerin gıdalara ve suya karışması, organik gıdalardaki azalma, kilo problemleri ve aşırı diyetler, cinsel yolla bulaşan hastalıklardaki artış, sigara içiciliğindeki artış, geç evlilik ve sonrasında planlı geç gebelik hem erkek hem de kadınlarda kısırlık problemlerinde artışa neden olmaktadır.

Kısırlık Belirtileri

Kısırlık tek başına bir hastalık değil, bazı hastalıklar sonucu oluşan bir problemdir. Bu nedenle tanımı gereği bir yıldır devam eden çocuk olmama durumu dışında kendine özgü belirti veya semptomu yoktur.

Ancak infertilitede altta yatan patolojiye veya hastalığa bağlı olarak, o hastalığa özgü semptomlar ipucu verebilir. Örneğin süt hormonu yüksekliğinde (Hiperprolaktinemi) kısırlığa ek olarak göğüslerden süt gelmesi ve adet gecikmesi, Polikistik Over Sendromu’nda ek olarak kıllanmada artış ve obezite gibi şikayetler görülebilir.

Gebelik Oluşumunda Gerekli Aşamalar

  • Adet düzensizliği olmamalı,
  • Hormonal bozukluk olmamalı (sağlıklı yumurta büyümesi olmalı),
  • Yumurtlama düzgün olmalı,
  • Yumurtlama döneminde ilişkiye girilmiş olmalı,
  • Yeterli sayıda, sağlıklı ve hareketli spermler olmalı,
  • Rahim ağzı ve tüpler açık ve sağlıklı olmalı (anatomik olarak sperm geçişine izin vermeli),
  • Genital sistemde herhangi bir enfeksiyon olmamalı (spermler canlı kalabilmeli),
  • Spermler hareket ederek tüplere kadar ulaşabilmeli,
  • Tüp içinde yumurta ve sperm birleşip embriyoyu oluşturmalı,
  • Tüpler döllenmiş yumurtayı rahime taşıyabilmeli,
  • Rahim iç dokusu sağlıklı olmalı,
  • Rahim içi boşluk yeterli olmalı,
  • Genital organ kan dolaşımı normal olmalı,
  • Bağışıklık sisteminde bir aksama olmamalıdır.

Tüm bu şartlar eksiksiz olarak yerine getirildiğinde erkek spermi kadın yumurtasını sağlıklı bir şekilde dölleyecek, döllenmiş yumurta tüplerden rahime ulaşacak ve rahim dokusuna yapışacaktır. Böylece gebelik başlayacaktır.

Bu aşamaların herhangi birinde gözlenen aksama, karşımıza infertilite (kısırlık) olarak çıkmaktadır. Bu aşamalardan da anlaşılacağı üzere doğurganlık çok aşamalı karmaşık bir işlevdir hem yumurtalar sağlıklı olmalı hem de üreme organları sağlıklı işlev göstermelidir.

Kısırlıkta Yapılması Gereken Muayene ve Testler

  • İnfertil bir çifte yaklaşımda, kadın faktörünün değerlendirilmesi tanı ve tedavide önemli bir unsurdur.
  • Kadının jinekolojik muayenesi ve vajinal ultrasonografisi ilk yapılan değerlendirmedir. Ultrasonda yumurtalıklardaki yumurta sayısı değerlendirilir.
  • İnfertil bir çiftin değerlendirilmesinde laboratuvar incelemeleri de önemli yer tutmaktadır. Yumurtalıkları değerlendirmek için adetin 2. veya 3. gününde hormon testleri (FSH, LH, E2, PRL, TSH, FT3, FT4, AMH) bakılır. Bazen bu testlere ilave testler de istenebilir.
  • Erkeğin değerlendirilmesi amacıyla sperm tahlili yani spermiyogram yapılır. Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre spermlerin sayısı, hareketliliği, canlılık oranı ve şekilleri incelenir.
  • Yapılması gereken başlangıç testlerinden biri de HSG yani rahim filmidir.