Ali Çetinkaya Blv. No:52 D:25-26 Alsancak, İzmir
info@drvolkandede.com.tr
Ali Çetinkaya Blv. No:52 D:25-26 Alsancak, İzmir

Polikistik Over Sendromu

Polikistik Over Sendromu

Polikistik over sendromu (veya hastalığı) kadınlarda adet düzensizliği, erkek tipi tüylenme ve kilo problemleri ile ortaya çıkan, kadınların % 6-8’inde görülen, nedeni kesin olarak aydınlatılamamış endokrin kaynaklı bir yumurtlama bozukluğudur. Bu hastalık, kısırlığa kadar gidebilecek ciddi tablolara neden olabilir.

Polikistik Over Sendromu (PCOS) Nedir?

Polikistik Over Sendromu (PCOS) ilk kez 1935 yılında Stein ve Leventhal tarafından adet düzensizliği, şişmanlık ve erkek tipi tüylenme olarak tanımlanmıştır. Stein ve Leventhal adet düzensizliği olan kadınların yumurtalıklarından teşhis amacıyla parçalar aldıktan sonra bu kadınların adet olduklarını görmüşlerdir. Polikistik over sendromuna sahip 7 kadının yumurtalıklarının %50 veya %75 ‘ini çıkardıktan sonra bu kadınların adetlerinin düzeldiğini, ikisinin de gebe kaldığını görmüşlerdir.

Poli= Latincede çok sayıda

Kistik= Kist içeren

Over= Yumurtalık dokusu

Polikistik Over= Çok sayıda kist içeren yumurtalık dokusu anlamına gelmektedir.

Polikistik over sendromuna, Sclerokistik over sendromu, fonksiyonel yumurtalık hiperandrojenizm ve Stein-Leventhal sendromu gibi çeşitli isimler verilmiştir.

Polikistik over (PCO) ve Polikistik over sendromu (PCOS) farklı kavramlardır

PCO (Polikistik over) ultrasonda yumurtalıklarda inci kolyesi gibi dizili 2-8 mm çapında sayı olarak 10-15'ten fazla küçük yumurta keselerinin olmasıdır. Polikistik over sendromu ise polikistik over ile birlikte adet düzensizliği, tüylenme ve kısırlık gibi belirtileri de kapsayan hormonal bir bozukluktur.

Tanı

Polikistik over sendromunun tanısı için ultrason görüntüsü olması şart değildir. 3 tanı kriterinden ikisinin olması yeterlidir. Polikistik over hastalarının çoğunda (hepsinde değil) yumurtalıklarda çok sayıda yan yana dizilmiş ufak kistler izlenir. Bu hastalığın adı çoğu zaman yanlış anlaşılmakta ve yumurtalıkta kist var zannedilmektedir. Ancak burada anlatılmak istenen yumurtalıkta gerçek anlamda kistin varlığı değil, minik sıvı dolu keseciklerden dolayı yumurtalığın görüntüsüne verilen tanımlamadır.

Polikistik over sendromu, santral sinir sistemi, hipofiz bezi, yumurtalıklar, böbreküstü bezi ve diğer dokular arasındaki etkileşimlerin bozulmasına bağlı olarak üreme çağındaki kadınlarda en sık ortaya çıkan endokrin bozukluktur. Kronik seyreden ve gelecekte yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen bir hastalıktır. Polikistik over sendromunda başlatıcı faktör veya faktörler henüz tam olarak anlaşılamamakla beraber genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkmış bir hastalık olarak değerlendirilebilir. PKOS tanısı koymak için klinik bulgular hala tartışılmaktadır. Tanı koyarken polikistik over sendromu en sık belirtileri olan adet düzensizliği ve tüylenme şikayetlerini taklit edebilen, Hipotiroit (tiroidin yavaş çalışması), Hiperprolaktinemi (süt hormonunun yüksek olması), Cushing Sendromu ve böbrek üstü bezinde tümör gibi hastalıkları ekarte etmek gerekmektedir.

Benzer şikayetlere neden olan bu hastalıklar nedeniyle, şikayetlere ek olarak muayene, ultrason ve laboratuvar tahlilleri büyük önem arz eder. Ayırıcı tanı ancak bu şekilde yapılabilir.

Polikistik Over Sendromu (PKOS) Belirtileri Nelerdir?

En önemli iki belirti kadında gecikmelerle seyreden bir adet düzensizliği ve normal dışı bir tüylenmenin olmasıdır. Tüylenme yumurtalıklarda olgunlaşması yarım kalan yumurtalardan salgılanan testosteron ve diğer "erkeklik" hormonlarının fazla miktarlarda üretilmesine bağlıdır

PKO'lu kadınlarda tüylenme en sık erkeklerde sakal çıkan bölgelerde olur. Daha ileri durumlarda normal dışı tüylenme göğüsler arasında, göğüs uçlarında, göbekte olabilir. Tüylenme hiç ortaya çıkmayabileceği gibi (Bu oldukça enderdir, tüylenme PKOS'da sıklıkla görülür.), yüzde çenede, boyunda, göğüs uçlarında, göğüs arasında, bacakların iç kısımlarında estetik problemlere yol açacak kadar aşırı miktarlarda olabilir.

Androjen (erkeklik) hormonların etkisiyle ortaya çıkan bu tüylenme dışında, yine bu hormonların etkisiyle hassas ciltte akne (sivilceler) ortaya çıkabilir.

PKO bir yumurtlama bozukluğu olduğundan sendromun diğer bir önemli belirtisi de adet düzensizliğidir. Bir kadının yılda bir veya iki kez gecikmeli adet görmesi normal kabul edilirken adet gecikmelerinin sık olması bir yumurtlama bozukluğuna işaret edebileceğinden muhtemel bir PKO açısından inceleme gerekir.

Yumurtlama olmadığından rahim iç tabakası progesteron hormonunun etkilerinden yoksun kalır ve bu yüzden yalnızca östrojen hormonu etkisiyle kalınlaşır. Kalınlaşma belli bir aşamaya geldiğinde tabakanın kan dolaşımı yetersiz kalır ve östrojen hormonu da tabakayı desteklemekte yetersiz hale gelir. Bu durumda genellikle gecikmeli bir süre sonunda kalınlaşan tabaka genellikle normalden fazla bir kanamayla birlikte dökülmeye başlar. Ender durumlarda PKOS'lu bir kadın düzenli olarak adet görebilmesine karşın, genellikle 35 günün üzerinde ve düzensiz aralıklarla âdet kanaması görülür.

Yumurtlama olmaması, adet düzensizliğinin yanı sıra gebe kalamama veya "zor gebe kalma" sorununa da neden olur. Bazı durumlarda PKOS, tekrarlayan düşüklere neden olabilmektedir.

"Şişmanlık" PKOS'lu kadınların yarısında vardır. Şişmanlığın hastalığın tam olarak neresinde bulunduğu, yani hastalığı kolaylaştırıcı bir etken mi olduğu veya hastalığın sonucu mu olduğu halen tartışmalıdır.

Sık Görülen Belirtiler:

  • Adet gecikmeleri
  • Anormal tüylenme
  • Sivilcelerde artış
  • Kısırlık

Nadir görülen diğer belirtileri:

  • İnsülin direncinden dolayı ortaya çıkan obezite (şişmanlık)
  • Yağlı cilt
  • Kepekli saç derisi
  • Ciltte kahverengi lekelenmeler
  • Gebe kalamama
  • Yüksek kolesterol
  • Yüksek kan basıncı
  • Yorgunluk

PKOS Oluşumu ve Nedenleri

Polikistik over sendromunun sebebi tam olarak netleştirilmiş değildir. Başta genetik bazı faktörler olmak üzere birçok etken patofizyolojisi üzerinde rol oynayabilir.

Polikistik over sendromundaki bazı mekanizmalar açıklanmış olsa da tamamen bütün etkenler netleşmemiştir. Polikistik over sendromu ile ilgili genlerin bulunması konusunda araştırmalar yapılmaktadır.

Anne karnında kız bebeklerin yumurtalıklarında yaklaşık 6-7 milyon küçük yumurta kesecikleri oluşmakta ve bu sayı doğuma yakın dönemde azalmaktadır. Doğumda kız bebeğin yumurtalıklarında 2 milyon kadar yumurta keseciği bulunmaktadır. İlk defa adet gören kız çocuğunda yumurta keseciklerinin sayısı yaklaşık 700 bine düşmektedir. Polikistik over sendromunun kız bebeğin hangi döneminde başladığı ve sendroma hangi nedenlerin sebep olduğu konusu tam açıklık kazanmamıştır.

13-19 yaş arasındaki genç kızlarda yumurtlama oluşuncaya ve yumurta oluşumunu tetikleyen GnRH (Gonodotropin releasing hormon) salgısı yerleşinceye kadar düzenli adet döngüsü oluşmamaktadır.

PKOS oluşumunda hipotalamus ve hipofiz arasında sinyallerin bozulmasından dolayı LH hormonunun aşırı salgılanması ve FSH hormonunun daha az salınımına sebep olmasını tetikleyen sebepler aşırı ruhsal stres, epilepsi, kuvvetli bir diyet sonrası ani kilo kayıpları, prolaktin hormonu yüksekliği, tiroit hormonları salgı bozukluğu olabileceği düşünülmektedir.

Hipotalamus-hipofiz aksı ile yumurtalık arasındaki mesajları taşıyan hormonlar FSH (Folikül stimülan hormon), LH (Luteinize edici hormon) ve östrodiol (östrojen) yumurtlamayı oluşturacak yumurta keseciği içinde oluşan aktiviteleri düzenleyen fizyolojik olayları ve düzenli adet döngüsünü oluşturmaktadır.

Bu mekanizmanın herhangi bir aşamasındaki yavaşlama ya da duraksama yumurtanın büyüyüp çatlaması gerekirken yumurtanın çatlamadan milimetrik kistler halinde kalmasına sebep olmaktadır. Bu olayların aylık olarak tekrarlanması halinde her iki yumurtalıkta milimetrik kistlerin sayısı artmaktadır. PKOS’ta yumurtalık kenarında inci tanesi gibi dizili 2-8 mm çapında 10-15‘in üzerinde yumurta keseciği şeklinde bir görünüm oluşur. Yumurtalıklardaki bu görünümün birkaç mekanizma sonucu meydana geldiği düşünülmektedir.

Polikistik over sendromunun oluşum mekanizmasında ayrıca dokularda (çizgili kas, yağ dokusu) insülin direnci (insülin uyarımına normalden düşük yanıt) oluşmaktadır. İnsülin direncinin neden oluştuğuna dair tam bir sebep gösterilememiştir. Gıdalarla alınan glikoz pankreastan insülin salınımına sebep olur ve insülin, glikozu bağlayarak hücre içine girmesini ve hücrelerin kullanmadığı glikozun karaciğerde ve kaslarda depolanmasını sağlar. PCOS olan kadınlarda dokular insüline olan duyarlılıklarını kaybetmekte ve insülin de bu dokulara etki etmek için salınımına devam etmektedir. Sonucunda kandaki insülin düzeyi yükselmektedir.

Kandaki Yüksek İnsülin Seviyesi

  1. Yumurtalıklardaki androjen (erkeklik hormonu) üretimini tetiklemekte
  2. Karaciğerde seks hormonu bağlayıcı hormonu üretimini azaltarak ve androjenlerin

serbest kalmasını sağlayarak kandaki androjenin yükselmesine sebep olmaktadır.

Yükselen androjen, yağ dokusunda östrona dönüşür ve kanda östrojen düzeyi yükselir. Kanda yüksek östrojen normal adet döngüsünü başlatacak FSH hormonu baskılanması yeni adet döngüsünü başlatacak mekanizmayı başlatamaz. FSH hormonu düşük kalırken LH hormonu yükselmektedir. Kandaki yüksek LH yumurtalıklarda birçok küçük yumurta keseciği oluşmasına sebep olmaktadır.

PKOS’ta kısır bir döngü vardır. Bu kısır döngü sonrasında yumurtalıklarda küçük yumurta kesecikleri oluşmasına, adet düzensizliğine ve üreme çağındaki kadınlarda da gebe kalamama gibi sorunlara sebep olmaktadır.

PCOS Tanı Kriterleri

2003 yılında Avrupa İnsan Üreme ve Embriyoloji Derneği (ESRE) ve Amerika Üreme Tıp Derneği (ASRM) tarafından Rotterdam, Hollanda’da yeni bir tanım oluşturulmuştur. Bu tanıma göre PCOS teşhisi koymak için kadında

  1. Polikistik over görünümü olması: Ultrasonda her bir yumurtalıkta 2-9 mm büyüklüğünde 12 veya daha fazla sayıda yumurta keseciği bulunması veya yumurtalık hacminin büyümesi.
  2. Seyrek adet görme: İki âdet kanaması arasındaki sürenin 35 günden uzun olması veya yılda 10’dan az âdet kanaması olması.
  3. Tahlillerde erkeklik hormonun yüksek olması veya aşırı tüylenme, akne, saç dökülmesi gibi belirtilerin bulunması şeklinde tanımlamışlardır.

Tanı için en az 2 tanı kriterinin bulunması yeterlidir. Şişmanlık, kısırlık ve LH/FSH hormonlarındaki dengesizlik tanı kriterleri arasında yoktur.

Tanı için öncelikle jinekolojik ve sistemik muayene, arkasından ultrason ve laboratuvar tetkikleri yapılmalıdır.

Jinekolojik ve Sistemik Muayene Bulguları

Polikistik over sendromunun teşhisinde hastadan aldığı anamnez ve muayene bulguları önemlidir. Anamnezde adet düzeni hakkında detaylı bilgi alınır. Adet düzensizliği genellikle ergenlik dönemiyle başlar ve artarak devam eder. Ancak bütün kadınlarda hastalık aynı şekilde seyretmez. Bazılarında sadece adet düzensizliği mevcutken, diğerlerinde hastalığın bütün belirtileri görülür.

Tüylenme bulguları muayenede doktor tarafından dikkatli bir şekilde ortaya çıktığı vücut bölgesi ve şiddetiyle birlikte not edilir. Tüylenme derecesindeki değişiklikler tedavi etkinliğinin değerlendirilmesinde son derece önemlidir.

Ayrıca insülin direnciyle beraber olan PKOS durumlarında ciltte oluşan akantoz lekeleri dikkatli bir inceleme ile görülebilir. Akantozis nigrikans kasık, koltuk altı, boyun ve diğer deri kıvrımlarında ortaya çıkan, deride kalınlaşmış koyu renkte yamalar görülen bir cilt problemidir.

Kilo ölçümü ve obezite yönünden değerlendirme yapılmalıdır. PKOS’lu kadınların yaklaşık %50’si obez sınıfına girer ve bu durum çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getirir. Obezite PKOS belirtilerini artırır ve PKOS ilerledikçe obezite daha da artabilir.

Ultrason Bulguları

Tanımlar ve tanı kriterleri ile ilgili yapılan yanlışlıklar nedeniyle birçok hastaya yanlış tanı konmaktadır. Polikistik over ile polikistik over hastalığı birbirine çok karıştırılmaktadır.

Polikistik over (PCO); ultrasonda yumurtalıklarda inci kolyesi gibi dizili 2-9 mm çapında sayı olarak 10-15'ten fazla küçük yumurta keselerinin görülmesidir. Bu, polikistik over sendromunun 3 tanı kriterinden sadece birisidir ve tanı için tek başına yeterli değildir. Ayrıca polikistik over görüntüsü başka hastalıklarda hatta sağlıklı kadınlarda bile görülebilmektedir. Polikistik over sendromu ise polikistik over ile adet düzensizliği, tüylenme ve kısırlık gibi belirtileri de kapsayan hormonal bir bozukluktur. Tanı için ultrason görüntüsü olması şart değildir. 3 tanı kriterinden ikisinin olması yeterlidir. Yumurtalığın merkezi kısmında görülen stroma dokusunun yoğunluğu da artmış izlenimi vermektedir. İleri derece PKO olgularında yumurtalıklar irileşmiş ve hacimleri artmış bulunabilir.

Ayırıcı tanı:

Polikistik over senromu ile karışabilecek şu durumlar ayırıcı tanıda mutlaka düşünülmelidir.

  • Hipotiroit (tiroidin yavaş çalışması)
  • Hiperprolaktinemi (Süt hormonunun yüksek olması),
  • Cushing sendromu
  • Androjen salgılayan tümörler
  • Konjenital adrenal hiperplazi

Bu hastalıklar da aşırı androjen üretimi ve şişmanlık gibi PCOS ile benzer belirtilere neden olabilirler.

PCOS (Polikistik Over Sendromu) kadınlarda daha çok ergenlik döneminde erkeklik hormonunun yüksekliğinden dolayı akne (sivilce) görülmektedir. Genel olarak 'sivilce' adıyla bildiğimiz akne en sık rastlanan cilt problemidir. Yetişkinin %85'inin hayatının ergenlik döneminde başlar ve belli bir dönem sonra geçer, %15'inde ise tedavi olmaları gerekmektedir. Bu sık görülen hastalık hem fiziksel olarak görüntüyü bozmakta hem de bu görüntü bozukluğu psikolojik bozuklukların artmasına neden olmaktadır. Tedavi edilmediği takdirde uzun yıllar, hatta bir ömür boyunca devam edebilen bir hastalık haline dönüşmektir. Akne derimizde bulunan yağ bezlerinin bir hastalığıdır, normalde bu bezlerin salgıladığı yağın deri yüzeyine çıkarak atılması gerekir. Ancak ergenlik döneminde yağ bezi daha fazla yağ salgılar, bu yağın deri yüzeyine geçişini sağlayan kanal yoğunlaşmış bir yağ kütlesi nedeniyle tıkanır. Aknenin temel nedeni bu tıkanmadır. Bu tıkaç siyahlaşır ve cildimizde zaman zaman gördüğümüz ve sıkmaya çalıştığımız siyah noktalar oluşur. Derimizde ne kadar temizlesek de birçok bakteri bulunur. Bu bakteriler yağ bezlerinin tıkalı olan kanallarından içeri girerek hem varlıklarıyla hem de ortaya çıkardıkları bir takım kimyasal maddeler nedeniyle tıkanmış olan yağ bezinde iltihaba yol açarlar.

PCOS’lu kadınlarda görülen aknenin sebebi vücut androjen hormonunu daha fazla üretilmesidir. Androjen üretimi 11-14 yaşları arasında en üst seviyeye ulaştığında akneler de artmaktadır. Genç kadınlarda menstrüel döngü nedeniyle değişen hormon seviyeleri aknelerde alevlenmelere neden olmaktadır. Bu değişiklikler yağ bezlerinin androjenlere olan hassasiyetini de etkilemektedir.

Yağ bezleri androjenler tarafından uyarıldıktan sonra daha fazla sebum üretmeye başlarlar. Yağlı sebum, folikülün içinde birikir ve yukarıya doğru hareket eder. Yukarı doğru hareket ederken, normal cilt bakterileri ve ölü cilt hücreleriyle birleşir. Sebum üretimi arttıkça, kıl folikülünün tıkanma ve komedonlara neden olma ihtimali de artmaktadır. Androjen üretimi arttıkça ve yağ bezleri genişledikçe, kıl folikülünün cildin altına doğru uzanan yapısı da değişime uğramaktadır. Normalde ölü hücreler kademeli olarak dökülürler ve cilt yüzeyinden uzaklaşırlar. Ergenlik döneminde hücreler daha sık dökülürler ve birleşip yapışmaya daha müsaittirler, sebumla temas ettiklerinde folikülü tıkayabilirler. Bu durumda sebum ve ölü hücreler folikülde bir tıkaç oluştururlar. Akne sadece yüz bölgesinde değil aynı zamanda sırt, göğüs, boyun gibi vücudun diğer bölümlerinde de çıkabilir.

Polikistik Over Hastalığı Tedavisi

PKOS'lu kadınların tedavisinde genel hedefler

  • Hiperandrojenik yani erkek benzeri özelliklerin iyileştirilmesi (hirsutizm, akne, saç dökülmesi)
  • Altta yatan metabolik anormalliklerin yönetimi ve tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık için risk faktörlerinin azaltılması
  • Yumurtlamama sonucu uzun dönemde riski minimal artan rahimde kalınlaşma ve rahim kanserinden hastanın korunması
  • Az adet gören kadınlar aralıklı olarak yumurtladığından ve istenmeyen gebelikler meydana gelebileceğinden, gebelik takibi yapmayanlar için korunma
  • Hamile kalmak isteyenler için yumurtlamanın ilaçlarla uyarılması

Adet döngülerini eski haline getirebilen ve metabolik riski iyileştirebilen kilo kaybı, çoğu kadın için ilk basamak müdahaledir. Hemen çocuk sahibi olmak istemeyen hastalarda doğum kontrol hapları ilaçlar içindeki ilk seçenektir. Hamile kalmak isteyenler için yumurtlamanın ilaçlarla uyarılması tercih edilir.